İnsan yetiştirmek vs. İnsanlarla uğraşmak




Hangisi daha zor bilemedim...

Merhaba yine isyankar ana kimliğimle karşınızdayım. İdil uyumadı. Sonra ben onu tekrar uyutmaya çalışırken uykum iyice açıldı. Sonuç : İdil uyudu. Ben cin gibiyim ve evernote açtım bu yazıyı telefondan yazıyorum.
Bu konuyu bayadır düşünüyorum. Hatta bebekli, çocuklu arkadaşlarımla konuşuyoruz. Neyse ki şanslıyım etrafımda %90 falan benim gibi düşünen insanlar var. Ama yine de beni hem çevremdeki %10luk kısımdaki insanlar, hem de internet sebebiyle sık sık karşılaştığım insan tipleri rahatsız ediyor.
İdil ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslendi. Sırf az kilo alıyor diye ama gelişimi gayet iyiyken mama vermedim, bu BENİM tercihimdi. Allah korusun bir sağlık sorunu ya da zorunluluk olsaydı itiraz etmeden güveneceğim bir içerikteki mamayı gayet de verirdim. Üzerime sütün yetmiyor diye çok gelinmiş olmasa inat etmez verirdim belki de. Ama dediğim gibi sağlık sıkıntısı olmayınca inat edebildim.
6 ayda da kendi mayaladığımız yoğurt ile ek gıdaya geçtik. 3 gün deneme yöntemi ile tek tek gidiyoruz. Kaka takip etmekten burnum iptal (bu kısımları anlatmayan arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim) Blw başlayamadım. Nedeni ise, BENCE bir çocuğun yetiştirilmesindeki en önemli şey istikrar. Lafla ve hareketlerle bir şeyleri net kavrayana kadar, olay istikrar, düzen. Blw ben işe başladıktan sonra devam ettirilemeyeceğini düşündüğüm için, İdil'in kafasını bulandırmak istemedim. Yiyecekleri tanımasına görmesine ve dokunmasına izin veriyorum ama net bir blw yapmıyorum. Neyse buraya kadar her şey okey.

Sıkıntım şu; Facebook ve Instagram'daki anne-bebek grupları üyeleri. Grupların ve adminlerin haklarını ödeyemem bir çok konuda bilgilendim, içimi rahatlattılar. Fakat grup üyelerinin amaçlarından saparak ortamı gün ortamına ve sidik yarışına çevirmelerine gıcık oluyorum. Çeşit çeşit insan var, o ya da bu amaçla soru soruyorlar. Bazı sorular evet sinir bozucu, bazıları komik ama halka açık bir platform her çeşit insan gelip soru sorar ve soruyor da. Adminler eh genelde sabırlı insanlar, güzel güzel cevap veriyorlar. Eğer grubun ana fikrine ters ise açıklıyorlar. Yapmayın onu, bunu yapın diyorlar. Ama birden post altına linç başlıyor. Soru soran kişinin alttan alttan anneliği sorgulanıyor. Çünkü herkes "en iyi anne", herkes daha "fedakar", herkes "daha iyi anne", herkes "en iyi kemik suyunu yapıyor", herkes "bir maşallahınızı alıyor". 

Bunları yazanlar hep "anne" ama hepsinde sıfır empati. Herkes onun yaptığını yapsın aksine tahammülü yok, neden böyle bir yol tercih etti acaba diye sorgulama yok. Emzirmiyorsa yakılıyor, blw yapılmıyorsa asılıyor!

Bir bebek dünyaya geliyor ve bazı şeyler sizin GÖREVİNİZ. Tercih değil, seçenek değil, fedakarlık değil. Görev! Ama evet bir aması var, herkes optimum şartlarda çocuk yetiştiremiyor. Sizin imkanlarınız onlarda olmayabiliyor. İşte tam burada da empati giriyor işin içine. Size tüm empatimle bir mektup yazdım minnoş anneler, pompirik babalar ve diğerleri (neden diğerleri);

Sevgili anneler,

Yine ben. Devletin verdiği imkanla, sadece 3.5 aylık bebeği bırakıp işe gitmek zorunda olan anneler var. Kabağı çiğneyebileceği kıvama getirip önüne koyamıyor. Gece yatmadan ertesi güne püresini yapınca, yoğurdunu mayalayınca kendisini şanslı hissediyor. "Neee püremi veriyorsun ona en büyük kötülüğü yapıyorsun ANNESİ" diyerek kadını hayata küstürmeyin. Herkes sizin gibi full time bebeği ile ilgilenecek kadar şanslı değil. 

Gak deyince meme, guk deyince meme yapamıyor. İş yerinde sütü geliyor memesi sızlıyor, gözleri doluyor. Emziremedikçe (sütü her istediği anda sağamadıkça) belki sütü azalıyor takviye yapıyor, emzirme kampına giremiyor! 

Maddi imkanları elvermediği için montesorrili anaokullarına kreşlere gönderemiyor. Sırf yakın diye emzirebileyim diye hiç tercih etmeyeceği bir kreşe vermek zorunda olanlar var. Bakacak kimsesi olmadığını için 4 aylık bebeği kreşe vermek zorunda kalanlar var. 

Çoklu besin alerjisinden dolayı, acayip zorlu diyetler yapıp emziren (evet buna rağmen emziren) ve alerjiden ötürü blw'yi hayal bile edemeyen anneler var. Çocuğunun geleceğini herşeyden öte düşünmek zorunda olan, çalışmaya mecbur evli ya da bekar anneler var. 

Kariyerinden çocuğu ya da çocukları için vazgeçmiş anneler var. "Öf naptın o diplomayı at çöpe daha iyi inanmıyorum bu kadar vizyonsuz oluşuna" diyen vizyonunuzdan öperim. İnsanların tercihlerine SAYGI duymayı öğrenin sonra vizyonu konuşalım.

Hepsi anne, hiç biri birbirinden eksik değil. Hiç biri "az" fedakar değil. İnternet ortamından yardırması acayip kolay bak. Arkadaşın yapınca da yüzüne söyleyemeyip, arkasından konuşuyorsun, çok tatlısın 💓 

"Oha tatile çıkıyor"
"Kendini eve kapattı resmen"
"Azıcık baksa kendine"
"Ne ara gidiyor kuaföre"
"Bende de bakıcı olsa ben de yaparım"
"Tek başına mı bakıyor, tımarhanelik olur yakında"

Bırakın insanlar bebeklerini ideal ya da kendine uygun ideale en yakın şekilde büyütsünler. Çünkü o bebek ONLARIN. Hayat ONLARIN. Size sorulduysa bir şeyler saygı çerçevesinde, istediği bilgiyi verin ve susun. Yargılamayın. Yardım ediyorum diye düşünürken insanı dağıtmayın. Annelik vicdan, sabır ve inceliktir. Bunu hayat mottosu yapın. Herkese öyle davranın. 

Öptüm canım 



BONUS :

Sevgili babalar, 

Annelere ve içgüdülerine saygı duyun. "Her yerden bir şey okuyup, uyguluyorsun. Bunu da bir insan yazdı! Bu kadar yıldır bu kadar insan böyle büyümüş, şimdi mi büyüyemiyor? " diye yüzyılın en saçma sorusunu sorarak tepemizi attırmayın. Mağara çağına geri dönelim o zaman!

Neyse kesin uyuyorsunuz, Allah rahatlık versin.

(bu yazıyı 2 ay sonra güncelleyip yayınlayabiliyorum sanırım bu kısımda Mustafa'ya yardırmışım burada hahahahah)


Bu güzel ama zor bir yolculuk. Bırakın herkes hem tadını çıkarsın hem de kendi dersini çıkarsın. İnsan yetiştiren elleriniz dert görmesin. Allah evlatlarınızın güzel günlerini göstersin 💓


** Tabiki de illüstrasyonun kaynağı için üzerine tıklayın. Çok güzel değil mi ya :)

Yorumlar

Piece Of Instagram

Piece Of Cake Facebook